Haftasonlarında genellikle, hep daha iyi bir plan bulamamaktan şikayet eder dururum. Ya trafikte sıkışıp, herkesin gitmek istediği bir yere gitmeye çalışırız. Ya da herkesin gittiği bir yere gider, kalabalıktan şişer, keşke gelmeseydik deriz. Yine böyle geçmesi umulan bir haftasonuydu. Gülşen kahvaltıya gelmişti, napalım diye düşünürken Hamit birkaç tane havuzla görüştü. Malum çocuğumuz var, detaylar bizim için önemli :) Neyse eve yakın olmasından dolayı da tercih sebebi olan Ramada Hotel'e gidelim dedik.
Su kuşu Defne'yi zaptetmek çok zordu. O seri atlamaları yüzünden, ben de onu yakalamaya çalışayım derken ikimiz de bolca su yuttuk. Beni kandırıp benim olmadığım yere atlamak istedi, haliyle suda bir o tarafa bir bu tarafa debelenen bir anne çıktı ortaya. O kadar coştu ki, yarabbim bu nasıl bir enerji dedim. Kollukları kah istedi, kah isteeemiyom dedi. O nasıl isterse öyle yaptık. Haftasonları ona doyamıyoruz, bu yüzden daha esnek davranıyoruz Hamit'le.
Fotoğrafları neden hep ben çektim diye merak eden olursa; aslında benim de vardı fakat boneli girilen bu havuzda çekilmiş bütün fotoğraflarım keloğlan tadında oldu :)) Zaten boneden de nefret ederim.
Blogger videolar konusunda çok problemli. Bu yüzden bundan sonra videolarımı daily motion'a yükleyip, burada linklerini saklamak istiyorum. İşte ordaki linkimiz
0 yorum:
Yorum Gönder