Defne su aşığı bir çocuk. Güneş kremini zorla sürdüm diyebilirim. Hemen kaçtı babasıyla denize. Bu dalgalardan hoşlanmaz dedim, korkar bak görürsün dedim, çocukların mahçup ettiği anneler kulübüne girdim :) neyse böyle bir konuda mahçup olmak da güzel, öğleden sonramızın tadını çıkarabildik bu sayede. Yukarıdaki fotodaki Eda Abla. Hemen yakınlaştılar :)
Çok mutlu oldu, çamur banyosu yaptı. Kenarda yapılabilecek her şeyi yaptı. Çok denizde kalınca titreyip durdu. Bizim de acemiliğimize geldi. Mayoyu mu değiştirelim? Tshirt mü giydirelim? Havluya mı saralım? sorularını birbirimize sorup bön bön bakarken, Defne arkadan "üşümüyooom" diyerek bize sanki "benim için bişey yapmanıza gerek yok" dedi.
Rüzgardan korkup biraz da yukarda vakit geçirelim dedik. Her geçene gülücük atarken yemeğini yedirmekte de hiç zorlanmadık. Bu arada aslında içeriye yiyecek sokmuyorlarmış, ama bunlar çocuğun, bırakamam, olmaz deyince aldılar. Çorbasından köftesine, meyvasından kuruyemişine kadar her şeyi vardı.
Altına kaçıran Defne'nin yeni kıyafeti. Kaçıran dedim de tuvalet olayını halletmiş filan değiliz. Nasılsa denizdeyiz diye bezsiz elbise giydirdim, rahat etsin diye. O da gelince yaptı :)))
Baba ne anlatıyor da çocuk öyle dikkat kesilmiş dinliyor acaba? Sırları olsun istiyorum, ben gelince birbirlerine göz kırpsınlar, muzipçe gülsünler, hemen sussunlar, hiç belli etmediklerini sansınlar...
En sevdiği şey zıplamak. Ne hissettiğini anlamak için evdeki yatakta ben de yaptım. Kendi rüzgarını yaratıyorsun, yer çekimine meydan okuyorsun, neşeleniyorsun :))
Ördeklerle daha iyi anlaştı. Denizden sonra böyle bir yerde yemek yedik. Kendimiz pişirdik, kendimiz yedik, kendimiz şiştik.
0 yorum:
Yorum Gönder