

Çocukların orada satılan portakallı kekleri yediğini gören Defne (buranın formatı bu herhalde diye düşünmüş olacak ki:) kek bile yedi :))


Japonlar gibi her köşede resim çektim. Hamit "yeter artık, çekme der" gibi bakıyordu. Kimin umurundaydı ki, kızım ilk defa tiyatroya gelmişti :))

Birkaç fotodan sonra kapılar açıldı. Yerimize oturduk. Defne etrafı incelerken onun koltuğuna montlarımızı koyup, yükseklik yapmak istedik. Çocukların sahneyi görebilmesi imkansızdı, tecrübeli anne-babalar yanlarında birşeyler getirmişlerdi. Keyfe gelen Defne sütünü istedi...
Derken ışıklar söndü, perde açıldı, müzikler başladı. Sahneye 1,70cm boylarında kırmızı çizmeli bir kedi çıktı. Bunu gören Defne biraz işgillendi ama çok da çaktırmadı. Önce kucağıma gelmek istedi, sonra zorla koltuğunun kolçağına oturdu. Bakışlarından "bir yolunu bulup, buradan çıkmam lazım" mesajını almıştım ama bozuntuya vermedim :)
10 dakika arada lavaboyu ziyaret ettik. Tekrar salona dönmek isterken Defne "içeri girmek yasak, bitti. hadi gidelim" dedi. Bir etkinliğe para vermiş Türk misali biraz uğraştım girmek için. Hamit zorlamayalım deyince artık ben de vazgeçtim.
2, perdeyi merak ederek, tiyatrodan hoşlanmayan kuzumuzla ayrıldık oradan. 2. denemeyi ne zaman yapsam acaba? :))
0 yorum:
Yorum Gönder