Cumartesi yine Namlı'daydık. Kalabalık her gittiğimizde biraz daha artmış oluyor, rahat rahat gidilebilecek bir yer olmaktan çıktı. Nişantaşı'ndaki Kırıntı gibiydi, kapıda rezervasyon olayı. Kahvaltı boyunca Hamit'le bu sorunu nasıl hallederler diye düşünüp bir yol bulamadık. Rezervasyonlu gelsek de yine orada beklemek gerekiyor. Yeni bir yerler bulmak lazım dedik en son...
Bunlar da Karayip Korsanları :)) İşlerine ciddiye almış, hiç anlamadığımız bi dilden konuşuyorlardı. Tekne karaya bağlıyken niyeyse bu hummalı çalışma :))
Yelkenliler çok güzeldi. Hepsinin ince ayrıntıları, ustalıkla hazırlanmış süslemeleri ve dönemlerine ait detayları vardı. Türk bayraklı "bodrum" teknesinin tarihi olmamasını konuştuk. 1600 yıllarından kalmış ve iyi korunmuş yelkenlilerin arasında Tuzla'dan yeni çıkmış gibi görünmesini yadırgadık. Yok muydu bizim de tarihimizden böyle hediyeler?